Amasra |
Amasra Gezilecek Yerler
3000 yıldan daha öncesine dayanan tarihi boyunca, gerek gemilerin sığınabileceği doğal limanı, gerekse de bölgedeki zengin orman ürünlerinin etkisiyle önemli bir ticaret merkezi olan Amasra; dönem dönem Gaskalar, Hititler, Fenikeliler, İonlar, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Pontus Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, Cenovalılar ve Osmanlılara ev sahipliği yapmıştır.
Amasra'da hüküm süren medeniyetlere ait birçok tarihi eser günümüze kadar ulaşmıştır. Amasra Kalesi, Fatih Camisi, Bedesten, Kuşkayası Yol Anıtı, Küçük Kilise, Kemere Köprüsü, Direkli Kaya, Kemerdere Köprüsü, Hisarpeçe Su Galerisi ve Osmanlı Hamamı bu eserler arasında ilk akla gelenlerdir ki Amasra Gezilecek Yerler listemizin büyük bölümünü de bu eserler oluşturacaktır.
Günümüze sadece kalıntıları ulaşanların arasında ise; Kyros Kilisesi, Yeraltı Çarşısı, Antik Yol, Antik Tiyatro, Akrapol, Nekrepol, İnziva Mağarası ve Su Yolu sayılabilir.
Öte yandan Amasra ve çevresinde ortaya çıkan taşınabilir arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendiği Amasra Müzesi de Amasra Gezilecek Yerler listemize ekleyeceğimiz önemli yerlerden biridir.
Amasra Kalesi:
IX. yüzyılda Karadeniz'den gelen bir hücumun hemen arkasından, deniz ticaret yolunu korumak amacıyla Bizanslılar tarafından yapılan Amasra Kalesi, limana hakim bir yerde, İlkçağ binalarından sökülen taşlarla yapılmıştır.
Zaman içinde, gerek gördüğü tahribatlar sebebiyle, gerekse de kaleye hakim olan medeniyetlerin kalede kendilerine ait izler bırakma gayesiyle çeşitli değişiklikler ve onarımlar geçirmiştir. Kalenin belirli yerlerine yerleştirilen Cenova armaları, eros, medusa, kartal, öküzbaşı gibi figürlerin yer aldığı taşlar çoğunlukla Cenevizliler dönemine aittir.
Amasra Kalesi tek bir kale olmayıp, Zindan Kalesi ve Sormagir Kalesi'nin birleşimine verilen addır. Bu iki kaleden Boztepe'deki Sormagir Kalesi bir ada üzerindeyken Kemere Köprüsü ile Amasra'ya bağlanmış ve Amasra Kalesi'nin bir parçası olmuştur.
Amasra Kalesi'nin kuzeydoğu-güneydoğu arasındaki doğu surlarının uzunluğu 65 m, üzerinde 8 adet burç bulunan güney surlarının uzunluğu 300 m ve Kemere Köprüsü'nden itibaren de büyük bölümü yıkılan kuzey surlarının uzunluğu 200 m civarındadır. Sormagir Kalesi'nin kuzey ve kuzeybatısı denize çok dik bir yar halinde indiğinden buraya sur yapılmamıştır. Doğu, kuzeydoğu ve batısını çevreleyen surlardan çoğu yıkılmış, kapıya bitişik batı surlarının 50 metrelik bir kısmı ayaktadır.
Amasra Kalesi'nin kuzeydoğu tarafında Büyükliman Kapısı, batısında Küçükliman (Antik) Kapısı, güneyinde ise Zindan Kapısı bulunmaktadır. Kemere Köprüsü'ne bitişik Karanlık yer denilen tonozlu ana kapıdan girildikten sonra Antikliman ve Hacıdenizi yönlerinde iki tali kapıdan Sormagir Kalesi'ne geçilir.
Amasra Müzesi:
Amasra ve çevresinde ortaya çıkan Helenistik, Roma, Bizans, Ceneviz ve Osmanlı dönemlerine ait taşınabilir arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendiği bir müzedir. Dört teşhir salonundan oluşan Amasra Müzesi, 1884 yılında Denizcilik Okulu olarak yapımına başlanan ancak bitirilemeyen tarihi binada 1982 yılından beri hizmet vermektedir.
Amastris Amforaları:
Amfora; geniş gövdeli, dar boyunlu, çoğunlukla sivri dipli, iki kulplu, bu genel çizgiler dışında pek çok biçimsel çeşidi bulunan, şarap, zeytinyağı gibi sıvıları koymak ya da tahılı korumak, taşımak için kullanılmış olan antik testilere verilen genel addır.
Amasra, Amastris döneminde (M.Ö.308–285), mühürlü amfora üreten merkezlerden biri haline gelmiştir. Dar ve biraz geniş olmak üzere iki yaygın tipi vardır. Geniş olanlar bazı özellikleriyle Sinop amforalarına, dar olanlar ise Herakleia amforalarına benzerler.
Geniş olanların kulpları dışa taşkın, ağız kenarı kademeli, omuzları yüksek, karınları geniş, gövdeleri ovoidal ve dipleri sivridir. Hem geniş hem de dar olanların ortak özelliği mühürlerin boyun kısmına vurulmuş olmasıdır ki bu özellik Amastris amforalarının en önemli iki özelliğinden biridir. Diğeri ise ağız kenarlarındaki çizgi varlığıdır.
Kuşkayası Yol Anıtı:
Kuşkayası Yol Anıtı |
Anadolu'da yapılan tek yol anıtıdır. Bartın-Amasra kara yolu üzerinde Amasra'ya 4 km uzaklıktaki anıt, Roma İmparatorluğu zamanında Bitinya - Pontus Valisi Gaius Julius Aguilla tarafından M.S. 41-54 yıllarında yaptırılmıştır.
Roma yol ağının bir parçası olan ve İmparatorun anısına yaptırılan Kuşkayası Yol Anıtı; yufka kabartma tekniğiyle kayalara oyulmuş Kral heykeli ve Roma Hakimiyet Kartalı ile birbirini tamamlayan iki kitabe, oturma sedirleri ve kaya nişlerinden oluşmaktadır. Kral Heykeli ve Roma Hakimiyet Kartalı'nın başları tahrip olmuş durumdadır.
Birisi kral figürünü çevreleyen Niş'in üstünde, diğeri kabartmalardan uzakta ve batıda bulunan birbirini tamamlayan kitabelerde; "Devletler arası barışın ve dostluğun anısına, İmparator Germanious'un yüceliği için G.J. Aguilla dağı yardı ve bu dinlenme yerini kendi özel ödeneği ile yaptırdı" ifadeleri bulunmaktadır.
Eni 5 metreyi bulan Roma kara yolunun son izlerine Kuşkayası Yol Anıtı önünde rastlanmaktadır. Anıtın önündeki kalıntıların, bir Anıtsal Çeşme'ye (Nymphaion) ait olduğu sanılmaktadır.
Fatih Camisi:
Fatih Camisi
|
9. yüzyılda Bizanslılar tarafından Amasra Kalesi içinde inşa edilmiş eski bir kilisesidir. 14. yüzyılın ortalarında İtalyan Cenova tüccarları kaleyi Bizanslılar'ın elinden alınca burayı Latin kilisesine çevirmişlerdir. Fatih Sultan Mehmet Amasra'yı 1460 yılında fethedince kiliseyi camiye çevirmiştir.
Dönemin tüm yapı özelliklerini taşıyan yapının Narthex (İlk Cemaat) bölümü ile Ambon (Apsis) çıkıntısı sonradan mekana katılmıştır. 19x11 m boyutlarındaki Fatih Camisi'nin, 1887 yılında yer yer yıkılma tehlikesi gösteren beşik tonoz çatısı kaldırılmış, yerine ahşap tavan ve çatı yapılarak büyük bir onarımdan geçirilmiştir.
Bütün Türk dönemi boyunca Amasra'nın tek büyük camisi olarak kalan Fatih Camisi'nde, Türkiye'de birkaç camide daha uygulanan Cuma ve Bayram hutbelerinin kılıç çekilerek okunması geleneği günümüzde yaşatılmaktadır. Fatih Sultan Mehmet, Amasra'nın fethinin bir simgesi olarak kiliseden camiye dönüştürülen Fatih Camisi'ne kılıç bırakır. O tarihten bu güne kadar Cuma namazları ve Bayram namazlarında imam hutbeye çıktığında Fatih Sultan Mehmet'in bıraktığı kılıcı eline alarak hutbeyi bu şekilde okumaya devam etmektedir.
İçkale içinde, eski bir Chapel (küçük kilise)'dir. Aya Nikolas Kilisesi olarak da bilinen yapı, 1319 yılında Bartın'daki Rum Cemaati tarafından yaptırılmıştır. Çok itinalı bir tuğla-taş örgü sistemi ile yapılan yapılan kilise 11x7 metre boyutlarındadır. Ambon Tonozu'nda Hz.İsa'nın Göğe Yükselişi betimlenmiştir. Bunun yanında Narthex (İlk Cemaat) ve Ambon (Apsis)'in diğer bölümleri renkli ve dinsel konulu duvar resimleri (Fresko) ile süslüdür. Ancak freskolar zamanla tahribata uğramıştır.
Bütün Türk dönemi boyunca Amasra'nın tek büyük camisi olarak kalan Fatih Camisi'nde, Türkiye'de birkaç camide daha uygulanan Cuma ve Bayram hutbelerinin kılıç çekilerek okunması geleneği günümüzde yaşatılmaktadır. Fatih Sultan Mehmet, Amasra'nın fethinin bir simgesi olarak kiliseden camiye dönüştürülen Fatih Camisi'ne kılıç bırakır. O tarihten bu güne kadar Cuma namazları ve Bayram namazlarında imam hutbeye çıktığında Fatih Sultan Mehmet'in bıraktığı kılıcı eline alarak hutbeyi bu şekilde okumaya devam etmektedir.
Bedesten:
Bedesten |
Osmanlı dönemi Türk şehirlerinde ticaret bölgesinin çarşı içindeki merkezine ve kumaş, mücevher gibi değerli eşyaların saklandığı, alınıp satıldığı bina veya çarşılara Bedesten adı verilmektedir.
Roma Eyalet Meclis Sarayı (Bouleuterion) olarak yapıldığı sanılan Amasra'nın Bedesten'i, sahilin yaklaşık 1.5 km güneyindedir. M.S. 2.yüzyılın başlarında, Bazilika planlı inşa edilen yapı, 5 adet Nef'i (koridoru) ve 18x45 metrelik boyutlarıyla büyük bir yapıdır. Spor Salonu veya Roma Hamamı olabileceği de düşünülen yapı, sonradan ticari amaçlarla kullanıldığından Bedesten adını almıştır.
Küçük Kilise - Aya Nikolas Kilisesi (Kültür ve Sanat Evi):
Küçük Kilise (Kültür ve Sanat Evi) |
İçkale içinde, eski bir Chapel (küçük kilise)'dir. Aya Nikolas Kilisesi olarak da bilinen yapı, 1319 yılında Bartın'daki Rum Cemaati tarafından yaptırılmıştır. Çok itinalı bir tuğla-taş örgü sistemi ile yapılan yapılan kilise 11x7 metre boyutlarındadır. Ambon Tonozu'nda Hz.İsa'nın Göğe Yükselişi betimlenmiştir. Bunun yanında Narthex (İlk Cemaat) ve Ambon (Apsis)'in diğer bölümleri renkli ve dinsel konulu duvar resimleri (Fresko) ile süslüdür. Ancak freskolar zamanla tahribata uğramıştır.
1936 yılından itibaren bir süre Elektrik Santrali olarak kullanılan bu tarihi yapı, 1994 yılında restore edilerek Kültür ve Sanat Evi olarak hizmete açılmıştır.
Kemere Köprüsü:
Kemere Köprüsü - Direkli Kaya |
Boztepe Adası'ndaki Sormagir Kalesini anakaradaki Zindan Kalesine bağlayan tek gözlü bir kemer köprüdür. Köprünün ne zaman yaptırıldığına dair iki farklı bilgi mevcuttur: Bazı kaynaklarda Roma İmparatoru Claudius tarafından 1.yüzyılda, bazılarında ise Bizans döneminde 9.yüzyılda yaptırıldığı sanılmaktadır.
Denizin üzerinde inşa edilen ve iki farklı koya bakan köprünün Sormagir Kalesi'ne girişinde iki kapılı küçük bir tünel bulunmaktadır. Giriş kapısında çeşitli yazıtlı sütunların görülebildiği Kemere Köprüsü'nün üzerinde bir de çeşme bulunmaktadır.
Kenarlarındaki toprak kayması nedeni ile 1990'lı yıllarda restore edilen Kemere Köprüsü, zamanla dalgaların yol açtığı tahribat nedeniyle altındaki taşların kaymasıyla yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Bir kez daha restorasyon sürecine giren köprüdeki çalışmalar Ekim 2014'te tamamlanmıştır.
Direkli Kaya:
Direkli Kaya |
Küçük Liman'ın kuzeydoğu yönünde yer alan yapı Romalılar döneminde yapılmıştır. Sütun şeklindeki ve 7 metre yüksekliğindeki Direkli Kaya'nın denizi aydınlatmak ve gözetlemek amacıyla yapıldığı sanılmaktadır. Halk arasında Amastris'in denize girdiği yer olduğu şeklinde bir söylenti vardır.
Kemerdere Köprüsü:
Kemerdere Köprüsü |
Roma İmparatoru Claudius döneminde (M.S. 41–54) yapılan tek gözlü bir Roma Köprüsü olup, Amasra'ya 3 km. uzaklıktaki Cevizlik Vadisi'ndedir. Amasra'yı Bartın'a bağlayan ve 8. km.de Kuşkayası Anıtı'nın önünden geçen Roma yol ağının bir parçasıdır. Köprü ayağındaki çok silik bir kabartma kompozisyonunda, mızrakla savaşan yedi asker figürüyle Roma-Pontus Savaşları anlatılır.
Bakımsızlık, definecilerin talan etmesi ve Bartın-Amasra yol yapım çalışmaları sırasında dökülen hafriyatın zarar vermesi gibi sebeplerle tahribat gören Kemerdere Köprüsü restorasyon sürecine girmiştir. 09.05.2017 tarihinde ihale ilanı verilen restorasyon çalışmalarının 1 yıl sürmesi öngörülmektedir.
Hisarpeçe Su Galerisi:
Hisarpeçe Su Galerisi |
Amasra yeraltı galerilerinden birisi olan Hisarpeçe Su Galerisi; Zindan Mahallesinin Kaleiçi mevkiinden başlayarak liman yönünde yerleşim yerlerinin altında devam etmektedir. Kale içindeki ana girişten itibaren yaklaşık 30 metre uzunluğundaki bölümüne girilebilmektedir.
Galeri, 1.55 m genişliğinde ve 1.80 m yüksekliğindedir. Yan duvarları ve merdivenleri moloz taş örgü, tavanı ise kemerli taş-tuğla örgü sistemiyle yapılmıştır.
Bazı tarihçiler, Roma dönemine ait olan galerilerin, Kapadokya'daki sığınaklardan esinlenilerek yapıldığını söylemektedir.
Gürcüoluk Mağarası:
Gürcüoluk Mağarası |
Çeşitli renk ve şekillerde damlataşlardan oluşmuş mağara, Amasra'ya 13, Çakraz'a 6 km mesafededir. Ortada bir salon ve salonun etrafında birbirine geçişi olan 36 odadan oluşan Gürcüoluk Mağarası'nın uzunluğu 160 metre civarındadır.
Mağara içersindeki sarkıtlar, dikitler, sütunlar, org desenli duvarlar, perde damlataşları ve ayrıca mağara çiçekleri, mağara gülleri orta boy dikitlerin üzerinde oluşmuşlardır.
2007 yılında Bartın İl Özel İdaresi tarafından yapılandırılan Gürcüoluk Mağarasının işletmeciliğini özel bir şirket yapmaktadır.
17. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Soğukluk, ılıklık, üç kurnalı yıkanma yeri ve su hazneleri ile külhan (hamamı alttan ısıtan ocak) bulunmaktadır. Yıkanma yeri bir orta kubbe iki yarım kubbe ile örtülüdür. Soğukluk kısmı yıkılmıştır. Dört köşesinde görülen Biye'ler Anadolu Beylikleri döneminin tipik mimari özelliklerini taşımaktadır.
2007 yılında Bartın İl Özel İdaresi tarafından yapılandırılan Gürcüoluk Mağarasının işletmeciliğini özel bir şirket yapmaktadır.
Osmanlı Hamamı:
Osmanlı Hamamı |
17. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Soğukluk, ılıklık, üç kurnalı yıkanma yeri ve su hazneleri ile külhan (hamamı alttan ısıtan ocak) bulunmaktadır. Yıkanma yeri bir orta kubbe iki yarım kubbe ile örtülüdür. Soğukluk kısmı yıkılmıştır. Dört köşesinde görülen Biye'ler Anadolu Beylikleri döneminin tipik mimari özelliklerini taşımaktadır.