Pierre Loti Tepesi

Gidelim Görelim › İstanbul > Pierre Loti Tepesi

İstanbul Eyüp'te, denizden yaklaşık 55 metre yüksekte bulunan, teleferikle de çıkabileceğimiz; Haliç'in doyumsuz manzarasını çayımızı yudumlarken izleyebileceğimiz bir yerdir Pierre Loti Tepesi. Biraz kulak versek, adı buraya verilen Pierre Loti'nin 140 yıl önce, yeşil gözlü Çerkez güzeli Aziyade'ye olan aşkını, tam da burada ölümsüzleştirdiği anlara tanıklık edebiliriz.

Asıl adı Louis Marie Julien Viaud olan bir Fransız yazardır Pierre Loti. Tahiti ziyareti esnasında kendisine takılan Loti isimli Pasifik çiçeğinin adını çok sevip, eserlerinde bu adı kullanmıştır. Doğu hayranı ama asıl önemlisi Türk dostu olarak ünlenen Pierre Loti, Osmanlı ve Cumhuriyet yıllarında hem hükümet hem de halk tarafından sevilip iltifat görmüştür.

Denizcilik okulu sonrası görev aldığı eğitim gemisinin İzmir'e gelmesiyle Türkler'le tanışmış, 7 kere Türkiye'ye gelip uzun yıllar ikamet etmiştir. Özellikle Eyüp Sultan sırtlarından Haliç'i ve İstanbul'u seyretmeyi çok seven Pierre Loti'nin, buradaki bir kıraathaneye sık sık gelip, Aziyade romanını burada yazdığı anlatılmaktadır.

Pierre Loti, Trablusgarp ve Balkan savaşları yıllarında özellikle Sevr Anlaşması ve Ermeni meselesi konularında Türkleri müdafaa eden eserler yayınlamış; I.Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde Osmanlı hükümetine mektup yazarak Batılı devletlerin Osmanlı'yı parçalamak istediğini, savaşa girilmemesi gerektiğini belirtmiştir. Milli Mücadele yıllarında Anadolu'daki direnişe destek vermiş, hatta ülkesi Fransa'yı işgalci olmakla ağır bir şekilde eleştirmiştir. Konuşmalarında ve eserlerinde Türkleri seven ve müdafaa eden bu tavrı nedeniyle Batı'da özellikle ülkesinde zaman zaman ağır hakaretlere maruz kalan Pierre Loti, tam aksine Türkiye'de büyük sevgi ve saygı görmüştür. Öyle ki; Ağustos 1913'teki İstanbul'a son gelişinde, büyük bir törenle karşılanmış, padişah Sultan Mehmet Reşat kendisini sarayda kabul ederek görüşmüştür. 9 yıl sonra, İstanbul'da Pierre Loti Cemiyeti kurulmuş, günler düzenlemiş; 1921'de TBMM'den bir heyet, ölümünden 2 yıl önce, felçli yatağında ziyaret ettikleri Loti'ye İstanbul Fahri Hemşirelik beratını takdim etmişlerdir. 1950'de, doğumunun 100.yılında İstanbul Belediyesi tarafından hem Aziyade'nin yazıldığı kahveye, hem de bir süre oturduğu Fatih Divanyolu'ndaki evine yakın bir caddeye adı verilmiştir.

Pierre Loti Tepesini Pierre Loti'siz anlatmak, tatsız tuzsuz bir yemek gibi olurdu. Gidip görmeden, bir çayını içmeden, Haliç'i İstanbul'u seyretmeden, Aziyade'nin sayfalarında o büyük aşkı hissetmeden bu yazıyı, yahut buna benzer onlarca yazı okusanız kifayetsiz kalır..

Gidip görmek lazım... 


Gidip görülecek nice güzellikler vardır..

Galata'nın utangaç, ihtiyar delikanlısı Galata Kulesi

Güzeller güzeli Kız Kulesi 

Dünyanın 8. harikası Ayasofya

Ayasofya

Gidelim Görelim › İstanbul > Ayasofya

Sırtınızı Sultan Ahmet Camii’ne verin. Yönünüzü Kuzey Doğu’ya çevirin. Karşınıza çıkan muhteşem yapı, dünyanın 8.harikası olarak da kabul edilen Ayasofya’dır. İstanbul’da, Tarihi Yarımada'da, tarihi Sirkeci Garı’nın yaklaşık 1 km Güney-Güney Doğu istikametindedir. 10 dk yürüyerek ya da tramvaya binerek çabucak ulaşırsınız Ayasofya’ya.

Bizans döneminde, 32 metreye yakın çapı olan kubbesiyle İstanbul'un en büyük kilisesiydi Ayasofya. 916 yıl boyunca da kilise olarak kullanıldı. Aynı zamanda Bizans imparatorlarının taç giyme törenlerine de ev sahipliği yaptı. Fatih İstanbul'u fethedince, fethin sembolü olarak şehrin baş camii yapıldı ve kılınan ilk Cuma namazıyla ibadete açıldı. 482 yıl cami olarak kullanılan bu kadim yapı, 1934 yılında müzeye çevrilerek Müzeler Genel Müdürlüğüne bağlandı. Müze olduktan sonra hünkâr mahfili isimli bölümü 8 Ağustos 1980 tarihinde ibadete açıldı. Bir ay sonra 12 Eylül 1980 darbesi olunca, darbeden 2 gün sonra kapatıldı. 11 yıl sonra 10 Şubat 1991’de yeniden namaz kılmaya tahsis edildi. Ayasofya halen müze olarak ziyarete açık olmasının yanı sıra kısmen de olsa cami olarak hizmet vermektedir.

Dünya mimarlık ve sanat tarihinin en önemli yapılarından biri olan Ayasofya 3 kez yapılmıştır:

İlk Ayasofya I. Constantin' in oğlu Constantinus zamanında bitirilmiş, 15 Şubat 360’ ta ibâdete açılmış, fakat 44 yıl sonra meydana gelen bir ayaklanmada çıkan yangında harap olmuştur.

11 yıl sonra, II. Thedosius tarafından yaptırılan Ayasofya'nın ikinci binası 10 Ekim 415’te tamamlanarak tekrar ibâdete açılmış, fakat ikinci Ayasofya'nın kaderi de ilki gibi olmuş, açıldıktan 117 yıl sonra 532 yılındaki Nika ayaklanmasında çıkan yangında tahrip olmuştur.

Bugün karşımızda gördüğümüz Ayasofya, 5-6 yıl gibi kısa sürede tamamlanarak 27 Aralık 537 yılında törenle ibâdete açılan üçüncü Ayasofya'dır. Bu son halini yaptıran İmparator İustinianos, bunun diğerlerinden daha muazzam olmasını ister. Tamamlandığında Kudüs'teki Hz.Süleyman Mabedi'ne atfen o meşhur cümleyi kurar: Ey Süleyman seni geçtim!

Ayasofya, Osmanlı dönemi Türk mimarlarına ilham vermiş ve öğretici bir model görevi yapmıştır. Bazilika mimarisindeki sütun dizilerinin olmaması ve ortayı tamamlayan yan mekânların olması bakımından Ayasofya’dan farklılılık arz etse de, İstanbul’da Beyazıt ve Süleymaniye camilerinde Ayasofya mimarisini hatırlatan bir yapı düzeni vardır. Ama asıl Ayasofya’nın tam bir benzeri olan ve onun gerçek taklidi sayılabilecek yapı İstanbul Tophane'deki Kılıç Ali Paşa Camii'dir. Ayasofya mimari estetiğinin gelişmiş küçük bir versiyonu sayılan bu cami, dünyanın ilk deprem mühendislerinden biri sayılan Mimar Sinan'ın, hayatının son yıllarında yaptığı bir eserdir. Deniz üstünde yapıldığı söylenen ve minik Ayasofya olarak da adlandırabileceğimiz bu camiden, başka bir yazımızda bahsediyor oluruz.

Ayasofya hakkında daha söylenecek o kadar çok şey, anlatılacak o kadar çok hikâye var ki, siz en iyisi bu hafta sonu gidip, bu 15 asırlık muazzam eseri gözlerinizle görün. İçine girip, iki kutsal dinin inananlarına yüzlerce yıl kucak açmış bu devasa mâdebin o mistik atmosferini hissedin..

Gidip görülecek nice güzellikler vardır..

Galata'nın utangaç, ihtiyar delikanlısı Galata Kulesi

Güzeller güzeli Kız Kulesi 

İstanbul'a ve Aziyade'ye âşık bir Fransız Pierre Loti

Kız Kulesi: Mahzun Prenses

Gidelim Görelim › İstanbul › Kız Kulesi

Kız Kulesi

Kız Kulesi

Rivayete göre Galata Kulesi'nin aşık olduğu, Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun aklı olsa Galata Kulesine varır, bir sürü çocukları olur dediği, şairinden ressamına herkesi büyüleyen İstanbul'un sembol yapılarından biridir Kız Kulesi. O kadar müstesna bir konumdadır ki, İstanbul'dan bakanın Kız Kulesi'ne, Kız Kulesi'nden bakanın İstanbul'a aşık olması kaçınılmazdır.

Üsküdar açıklarında, minik bir ada üzerinde inşa edilmiş olan Kız Kulesi hem müze olarak ziyaret edilebilmekte, hem de gündüzleri kafe ve restoran, geceleri bar ve restoran olarak hizmet vermekte; aynı zamanda düğün, toplantı, tanıtım, iş yemeği gibi etkinliklere ev sahipliği yapabilmektedir. Kulenin en üst katı olan Kuledebar'da 360° boğaz manzarası vardır.

Kız Kulesi

Kız Kulesi Hikayesi

Kız Kulesi'ne atfedilen bir çok hikaye ve efsane vardır:

Leandros Efsanesi (Hero ve Leandros)

Kız Kulesi efsanelerinin en bilinenidir. Bazı Avrupalı tarihçilerin Kız Kulesi'ne verdikleri Leander's Tower isminin bu efsaneden geldiği rivayet edilmektedir. Efsaneye göre Leandros adındaki genç, Üsküdar'daki Tanrıça Afrodit adına yapılmış tapınağın rahibelerinden Hero'ya aşık olur. Rahibelerin evlenmeleri yasak olduğundan, genç aşıklar gizlice buluşurlar. Kız Kulesi'nde kumrulara bakmakla görevli olan Hero her gece yaktığı meşale ile Leandros'a yol göstermekte, Leandros kuleye yüzerek ulaşıp sevgilisine kavuşmaktadır. Ta ki Hero'nun meşalesinin söndüğü o fırtınalı geceye kadar. Leandros karanlıkta yönünü kaybeder ve azgın dalgalar arasında kaybolur. Ertesi gün sevgilisinin ölüm haberini alan Hero bu acıya dayanamaz ve boğazın sularına kendini bırakarak canına kıyar.

Kız Kulesi

Yılanlı Hikaye (Prenses Efsanesi)

Kız Kulesi hikayelerinden çok kişinin bildiği bir diğeri Sepetteki Zehirli Yılan Efsanesidir. Vakti zamanında bir kâhin Bizans İmparatoruna, kızının yılan ısırmasıyla öleceği kehanetinde bulunur. Kızını çok seven imparator kızını yılanlardan korumak için Üsküdar açıklarındaki kayalıklara bir kule yaptırır ve biricik kızını buraya yerleştirir. Çok sıkı güvenlik önlemleri aldırsa da, kuleye gönderilen meyve sepetindeki yılanın kızını sokmasına engel olamaz ve kızı ölür.

Kız Kulesi

 

Battal Gazi Efsanesi

Atı alan Üsküdar'ı geçti sözünü duymayanımız yoktur. Kız Kulesi hikayelerinden en bilinen bu üçüncüsünde, bu sözün hikayesi anlatılmaktadır. Hikaye Osmanlı Dönemi'ne aittir. Battal Gazi İstanbul'u Bizanslılardan almak için kuşatmaya gelir ve sonuç alamayınca Kız Kulesi'nin karşına karargahını kurar. Burada yedi sene kaldığı, bunun Kız Kulesinde yaşayan Üsküdar Tekfuru'nun kızına aşık olmasından kaynaklandığı anlatılır. Sonunda kayık ile Kız Kulesi'ne baskın yapan Battal Gazi, hem tekfurun kızını hem de tekfurun kulede sakladığı hazineleri alır ve Üsküdar'a döner. Atına binip Üsküdar'dan ayrılır.

 

Kız Kulesi

Aslanlı Hikaye

Kız Kulesi hikayelerinden pek bilinmeyen sonuncusu Aslanlı Hikayedir. Bizans İmparatoru Konstantin döneminde hazineden para çalındığı, buna engel olmak için imparatorun, kızını hazineyi korumakla görevlendirdiği fakat kızının bunda başarılı olamadığı anlatılır. Hırsız zamanla zenginleşir ve imparatorun kızıyla intikam amacıyla evlenir. Kocasından kaçıp kendisine sığınan kızını korumak için onu Kız Kulesine saklayan imparator, kızını korumak için kuleye ayrıca aslanlar getirtir. Hırsız, aslanların bir kısmını öldürmeyi başarsa da diğerlerine yem olmaktan kurtulamaz.

Kız Kulesi

Kız Kulesi Nerede

İstanbul Boğazı'nın Marmara Denizi'ne yakın olan yerinde, Üsküdar açıklarında, küçük bir ada üzerindedir Kız Kulesi. Kıyıya en yakın olduğu yer, yaklaşık 170 metre mesafeyle Salacak sahilidir.

Kız Kulesi Nasıl Gidilir

Kız Kulesi'ne ulaşım Salacak ve Kabataş'tan teknelerle sağlanmaktadır. Salacak ve Kabataş'a alternatif ulaşım araçlarıyla gidebilirsiniz. Yenikapı-Hacıosman (M2) metrosu ile gidecekseniz; Taksim durağında inip füniküler ile Kabataş'a inebilir ya da Yenikapı durağında inip Marmaray'a aktarma yaparak, Marmaray Üsküdar durağında inebilir sonrasında 10 dakikalık keyifli bir sahil yürüyüşü ile Salacak'a varabilirsiniz. Kız Kulesine metrobüsle gidecekseniz; Avrupa yakasındaysanız Mecidiyeköy ya da Gayrettepe duraklarının birinden Yenikapı-Hacıosman (M2) metrosuna aktarma yapmanız gerekir. Anadolu yakasındaysanız Metrobüs'ün Altunizade durağında inip, İETT'nin 11ÜS belediye otobüsüyle Marmaray Üsküdar durağına gidebilir, sonrasında yine yürüyerek Salacak'a ulaşabilirsiniz. Anadolu yakasından Kadıköy-Pendik-Tavşantepe (M4) metrosu ile gelecekseniz Acıbadem durağında inip 16F belediye otobüsüyle Kız Kulesi durağına gelebilir ve sonrasında 3-5 dakika yürüyebilirsiniz.

Kız Kulesi Ulaşım - Salacak

Salacak ve Kabataş'tan Kız Kulesi'ne tekne kalkış saatleri

Salacak:

Gündüz: 09:00-18:30 arası 15 dakikada bir ring servis,
Akşam (rezervasyonlu misafirler için): 19:15'ten itibaren 15 dakikada bir ring servis,

Kabataş:

Hafta Sonu:
Kabataş: 10:00-10:30-11:00
Kız Kulesi: 12:00-13:00

Akşam (rezervasyonlu misafirler için):
Kabataş: 19:00-19:30
Kız Kulesi: 21:30-22:00

Kız Kulesi Giriş Ücreti, Ziyaret Saatleri

Kız Kulesi giriş ücreti 2021 Temmuz döneminde; yetişkinler için 40 TL' dir. 60 yaş üstü kişiler, %60'dan daha az engeli olan kişiler ve öğrenciler için giriş ücreti 20 TL' dir. Bu ücretler müze giriş ücretleridir.

Kız Kulesi giriş ücreti alınmayan kişiler; %60 ve daha fazla engeli olanlar, gazi kartı olanlar ve şehit yakınlarıdır.

Kız Kulesi ziyaret saatleri; 09:00-19:00 arasıdır. Bu saatler, müze ziyaret saatleridir ve yılın 365 günü geçerlidir.

Kız Kulesi - Restaurant

Kız Kulesi Restaurant

Boğazda denizin ortasında, muhteşem İstanbul manzarası eşliğinde, etrafınızdan vapur ve tekneler geçerken, kulağınızda martı sesleri ve vapur düdüğü, burnunuzda deniz kokusu; eş dostla keyifli sohbetler yapabileceğiniz, sevdiğinizle romantik anlar geçirebileceğiniz, lezzetli yemeklerini yerken sıcak soğuk içeceğinizi yudumlayacağınız; uzun lafın kısası unutulmaz bir deneyim yaşayacağınız bir mekandır Kız Kulesi Restaurant. Aynı zamanda düğün, toplantı, tanıtım, iş yemeği benzeri etkinlikleri için de Kız Kulesi'nin Kuledebar'ını, restaurantını ve uygun hava koşullarında terasını kullanabilirsiniz.

Kız Kulesi - Kuledebar

Kız Kulesi Kahvaltı

Kız Kulesi Kahvaltı fiyatları 2021 Temmuz için; 

Hafta içi 90 TL (09:00-13:00), Hafta sonu 110 TL (10:00-13:00) olarak belirlenmiştir. Serpme kahvaltı olarak sunulmaktadır. Rezervasyon yaptırılması halinde müze giriş ve tekne ulaşım, fiyatlara dahildir.

Kız Kulesi Öğle Yemeği

Kulenin en alt katındaki ana restoranda, 12:00'dan itibaren kafeterya menüsünden sipariş verilerek hizmet alınabilmektedir. Rezervasyona gerek yoktur.

Kız Kulesi Akşam Yemeği

19:15'ten itibaren, dünya mutfağının seçme lezzetlerinden oluşan menüler, romantik yerli yabancı canlı müzik eşliğinde sunulmaktadır. İki farklı menü şeklinde sunulan Kız Kulesi Akşam Yemeği fiyatı 2021 Temmuz dönemi için kişi başı 275 TL ve 325 TL olarak belirlenmiştir. İçecekler ayrıca ücretlendirilmektedir.

Kız Kulesi Kuledebar

Gündüzleri 09:00'dan itibaren kafeteryada içecek servisi başlamaktadır. Akşamları ise iki kişilik özel bir paket şeklinde 19:15-22:00 arası sunulan Kız Kulesi Kuledebar fiyatı 2021 Temmuz için 400 TL'dir.

Kule'deki akşam programlarında şort, kapri ya da eşofman tipi kıyafetlerin yanı sıra 7 yaş altı çocuk misafirler kabul edilememektedir.

Belirtilen fiyatlar, Temmuz 2021 döneminde, tesisin kurumsal web sayfasından alınmıştır ve fikir vermek amaçlıdır. Covid-19 tedbirleri kapsamındaki değişiklikler, nihai fiyat ve rezervasyon için tesisle irtibata geçilmelidir.

Kız Kulesi Restaurant - Teras

Kız Kulesi Düğün & Etkinlik

Restaurant ve yaz aylarında terasta azami 220 kişilik büyük organizasyonlar, Kuledebar'da ise azami 20 kişilik küçük organizasyonlar düzenleyebilirsiniz. Etkinlik demişken; evlilik teklifinden sevgililer gününe, doğum gününden evlilik yıl dönümüne; kokteyl, lansman, sunum, toplantı, iş yemeği gibi aklınıza ne geliyorsa. Bunun için aşağıdaki iletişim bilgilerinden ulaşıp rezervasyon yaptırabilirsiniz.

Kız Kulesi Restaurant - Teras

Kız Kulesi Rezervasyon ve İletişim

Adres: Salacak Mevkii Üsküdar 34668
Telefon: (216) 342 4747
Fax: (216) 495 2885
Whatsapp: (533) 476 5806
ePosta: reservation@kizkulesi.com.tr

Kız Kulesi

Kız Kulesi Tarihi

Yaklaşık 2500 yıllık tarihi olan Kız Kulesi'nin üzerinde bulunduğu adacık, önceleri Üsküdar sahillerinde karaya bağlı bir kayalık iken, büyük depremler sonrasında karadan koparak oluşmuştur.

Kesin olmamakla birlikte Kız Kulesi'ni yapan ilk kişi olarak bilinen Yunan komutan Alkibiades, M.Ö. 410 yıllarında İstanbul Boğazı'ndan geçen gemileri denetlemek ve onlardan vergi almak amacıyla bu adacık üzerine bir kule yaptırır ve Sarayburnu'ndan kuleye zincir çektirir. 70 yıl sonra, bir başka Yunan komutan Chares ise, kulenin bulunduğu yere eşi için mermer sütunlar üzerine bir anıt mezar yaptırır.

Yaklaşık 1500 yıl sonra M.S. 1100'lü yıllarda Roma İmparatoru Manuel Comnenos, şehrin savunmasına destek amacıyla biri Kız Kulesi'nin olduğu adacıkta, diğeri Sarayburnu yakınlarında iki kule yaptırır. Düşman gemilerinin İstanbul Boğazı'na girişine engel olmanın yanı sıra, ticari gemilerden vergi toplayabilmek amacıyla iki kule arasına zincir çektirir.

Kız Kulesi'nin İstanbul'un fethi sırasında Venedikliler tarafından üs olarak kullanıldığı; Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u kuşattığı sırada Bizans'a yardım etmek için Venedik'li Gabriel Treviziano komutasındaki filonun burada üslendiği bilinmektedir.

İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet bu küçük kaleyi yıktırıp yerine taştan, etrafı mazgallarla çevrili küçük bir kalecik yaptırır ve buraya toplar yerleştirir. Fakat bu toplar daha çok bir gösteri platformu olarak kullanılır. Kız Kulesi'nin bugünkü halinin temelleri ve alt katın önemli kısımları Fatih döneminde yapılmıştır. 1510 Büyük İstanbul depreminde pek çok yapı gibi Kız Kulesi de büyük hasar görmüş, kulenin onarımı Yavuz Sultan Selim döneminde yapılmıştır. Çevresinin sığ olması sebebiyle 17. yüzyıldan sonra kuleye fener konulmuştur ve bu tarihten itibaren kule artık bir deniz feneri olarak hizmet vermeye başlamıştır. Kuledeki mevcut toplar da bu dönemde artık merasimlerde selamlama için kullanılmaya başlanmıştır. Genelde padişahların tahta geçişlerini halka duyurmak için buradan top atışları yapılmıştır.

Kız Kulesi

1719 yılında çıkan yangın ile iç kısmı tamamen ahşap olan kule yanmış, 6 yıl sonra; İstanbul'un baş mimarı olan, aynı zamanda Osmanlı'ya matbaanın gelmesinde önemli rolü olan ve Lale Devri'nin Sadrazamı olarak da bilinen Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından yeniden yaptırılmıştır. Kız Kulesi artık kâgirdir; üst tarafında camlı bir köşkü ve onun üstünde de kurşun kaplı bir kubbesi vardır.

1731'de kulenin feneri ile top mazgalları ve diğer yerleri yeniden onarımdan geçmiştir. Kız Kulesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş devrine girmesi ile tekrar savunma kalesi olarak kullanılmaya başlar. Top atışları, bu dönemde artık savunma amaçlı yapılır. 1830-1831'deki kolera salgınının şehre yayılmaması için Kız Kulesi karantina hastanesine dönüşür. Daha sonra 1836- 1837'de görülen ve 20-30 bin kişinin öldüğü veba salgını sırasında hastaların bir kısmı burada kurulan hastanede tecrit edilmiş, uygulanan bu karantina ile salgının yayılması önlenmiştir. Kız Kulesi'nin Osmanlı dönemindeki son büyük onarımı II. Mahmud döneminde yapılmıştır.

Kız Kule'sine bugünkü şeklini veren tadilat 1832-33 yılında yapılmıştır. Osmanlı-barok mimari tarzında yapılan bu restorasyonda, kuleye dilimli kubbe ve kubbe üzerinden yükselen bayrak direği ilave edilmiştir. 1857 yılında bir Fransız şirketi tarafından Kız Kule'sine yeni bir fener yaptırılır.

İkinci Dünya Savaşı yıllarında Kız Kulesi'nde yenileme çalışması yapılır. Kulenin çürüyen ahşap kısımları tamir edilir ve bazı bölümleri yıkılarak betonarmeye çevrilir. 1943'de yeniden büyük bir onarım geçiren kulenin çevresine büyük kayalar yerleştirilerek denize kayması önlenmiştir. Bu arada kulenin oturduğu kayanın etrafındaki rıhtımdaki ambar ve gaz depoları kaldırılmıştır. Yapının dış duvarları korunarak içi betonarme olarak yenilenmiştir. Kız Kulesi, 1959 yılında Askeriye'ye devredilmiş ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı, Boğazın deniz ve hava trafiğinin denetlenmesini sağlayan bir radar istasyonu olarak kullanılmıştır.

Deniz Kuvvetleri Tesisi Mayın Gözetleme ve Radar İstasyonu olan binadaki sarnıç, 1965'de yapılan tadilatlar sırasında üzeri beton dökülerek kapatılmıştır. 1983 yılından sonra kule, Denizcilik İşletmeleri'ne bırakılmış ve 1992 yılına kadar ara istasyon olarak kullanılmıştır. 1964'te Savunma Bakanlığı'na, 1982'de Denizcilik İşletmeleri'ne devredilen kule, 1995'te Turizm Bakanlığı tarafından Hamoğlu Holding'e, işletmesi için 49 yıllığına kiralanmıştır. Aslına uygun şekilde yapılan 5 yıllık restorasyon sonrasında, 2000 yılında müze ve restoran olarak ziyarete açılmıştır.

Kız Kulesi

Kız Kulesi ve Nazım Hikmet

Ünlü şair Nazım Hikmet için Kız Kulesi'nin çok özel bir anlamı vardır. Hem büyük dedesinin hem de 82 yıl sonra kendisinin başından geçen iki tarihi olay Kız Kulesi ve civarında meydana gelir. Anneannesinin babası olan Almanya doğumlu Karl Detroit'in, 12 yaşındayken Osmanlı'ya iltica etmek amacıyla bir gemiyle İstanbul'a geldiğinde karaya ilk çıktığı yer Kız Kulesi'dir. İlginç bir hikayesi olan Nazım'ın büyük dedesi, Osmanlı'ya sığındıktan sonra Mehmet Ali adını alacak, sarayda eğitim alıp, II. Abdülhamit döneminde paşalığa kadar yükselerek 1878 Berlin Antlaşması'nda Osmanlı'yı temsil edecektir. Ama bu anlaşma, onun öldürülmesine neden olacak sonucuyla tarihe geçecektir. Anlaşmayla Hristiyan cemaatlere haklar tanındığı için tutucu çevreler tarafından Osmanlı'yı gavura satan adam diye suçlanan Mehmet Ali Paşa Arnavutluk'ta linç edilecektir. Öte yandan Kız Kulesi, Nazım'ın hayatına da Ocak 1921'de girecek; Milli Mücadele için Anadolu'ya giderken gemisi Kız Kulesi önünde durdurulacak ve aranacaktır.

Kız Kulesi

2500 yıllık tarihi boyunca bir çok vazifesi olmuştur Kız Kulesi'nin. Savunmadan ticari gemilerden vergi toplamaya, kolera ve veba salgınlarında karantina hastanesinden radyo istasyonuna, deniz fenerine kadar. 

Çoğu dramatik bir dolu hikayesi ve biraz utangaç ama dillere destan güzelliğiyle, sadece Galata Kulesi değil, sadece sen ben değil, tüm İstanbul aşıktır ona. Kah Barbaros Bulvarı'nı inerken çıkar karşımıza, kah bir fotoğrafta.. Bazen bir ressamın tuvalinde, bazen bir şairin mısralarında..

İstanbul Destânı
...
İstanbul deyince aklıma kuleler gelir.
Ne zaman birinin resmini yapsam, öteki kıskanır.
Ama şu Kızkulesi'nin aklı olsa
Galata Kulesi'ne varır.
Bir sürü çocukları olur.

...

Bedri Rahmi EYÜBOĞLU

İstanbul Hava Durumu

İlginizi çekebilecek diğer yazılar

Galata Kulesi
İhtiyar Delikanlı

Dolmabahçe Sarayı

Yerebatan Sarnıcı

Topkapı Sarayı
Dünyanın 300 Yıl Yönetildiği Yer

Galata Kulesi: İhtiyar Delikanlı

Gidelim Görelim › İstanbul › Galata Kulesi

Galata Kulesi

Galata Kulesi

Dünyanın en eski kulelerinden. İstanbul'un itfaiye gözetleme baş memuru. Kız Kulesi'ne aşık, utangaç... Galata'nın ihtiyar delikanlısı...

66.90 metre yüksekliğindeki Galata Kulesi, takma kanatlarla mekanik olarak uçmayı başaran ilk insan Hezarfen Ahmet Çelebi'nin bu tarihi uçuşuna ev sahipliği yapmıştır.

Galata Kulesi

Galata Kulesi Nerede

Galata Kulesi İstanbul'da Karaköy'ün hemen yanı başındaki Galata semtindedir. Galata Kulesinin çatısında 360° İstanbul manzarası vardır. Özellikle Tarihi Yarımada, İstanbul Boğazı ve Haliç manzarasının gecesi ayrı gündüzü ayrı güzelliktedir.

Galata Kulesi Nasıl Gidilir

Galata Kulesine gitmenin en hızlı ve pratik yolu, Hacıosman-Yenikapı (M2) metrosudur. Şişhane durağında inip Galata Kulesine biraz yürümeniz gerekir. Eğer nostaljik bir yolculuk dilerseniz, aynı metronun Taksim durağında inip, tarihi tramvayla son durağa kadar gitmeniz, sonra biraz yürümeniz gerekir.

Galata Kulesi Ulaşım

Galata Kulesine metrobüsle gidecekseniz, Taksim metrosu olarak da bilinen yine aynı metroya aktarma yapmanız gerekir. 

Belediye otobüsü seçeneğini kullanacaksanız Şişhane'den geçen otobüslere binmeniz, Şişhane metro çıkışına en yakın olan Şişhane 2 ya da 3 otobüs duraklarından birinde inip, yürümeniz gerekir. 

Galata Kulesine Bağcılar-Kabataş tramvayı ile ya da belediye otobüsüyle Karaköy üzerinden gidecekseniz, Karaköy durağında inip, Vakıfbank Karaköy Şubesi'nin yanındaki sokaktan 300 m kadar dar ve merdivenli yokuşları tırmanmanız gerekir. Ya da Kabataş'ta inip, füniküler ile Taksim'e çıkabilir, sonrasında yukarıdaki Taksim seçeneklerden birini kullanabilirsiniz. 

Galata Kulesine aracınızla gitmenizi pek tavsiye etmem. Galata Kulesi maalesef binaların ve tek şeritli daracık sokakların arasında sıkışıp kalmıştır. Eğer Karaköy ya da Galata Köprüsünden geliyorsanız, kuş uçuşu çok kısa olmasına rağmen epeyce bir mesafe katetmeniz gerekir. Ayrıca yoğun trafik ve tek yönlü sokaklarda kaybolma durumu keyfinizi kaçırabilir. Aracınızı, Galata Kulesi'nin çevresindeki otoparklardan birine bırakabilirsiniz.

Galata Kulesi

Galata Kulesi Ziyaret Saatleri

Galata Kulesi Müzesi'ne girişler 08:30'da başlamaktadır. Gece 00:00'a kadar gezilebilen Galata Kulesi haftanın her günü ziyarete açıktır.

Galata Kulesi Giriş Ücreti

Galata Kulesi giriş ücreti 2021 Ağustos döneminde 100 TL olarak belirlenmiştir.

Öğretmen, 18 yaş altındaki ilk ve orta öğrenim öğrencileri; sanat tarihi, arkeoloji ve müzecilik bölümlerinde öğrenim gören üniversite öğrencileri ve 65 yaş üstü ziyaretçilerden giriş ücreti alınmamaktadır. 

Müze Kart geçerlidir. Müze kart alarak hem Galata Kulesi Müzesi'ni hem de TC Kültür ve Turizm Bakanlığı'na ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne bağlı 300'den fazla müze ve örenyerini bir yıl boyunca sınırsız ziyaret edebilirsiniz.

Galata Kulesi

Galata Kulesi Restaurant

29 yıldır Ünal Kardeşler Varisleri Ortaklığı'nın işlettiği Galata Kulesi Restaurant, 16 Nisan 2013'te İBB'ye bağlı bir kuruluş olan Beltur'a devredilmiştir. 8.kattaki restaurant ve 9.kattaki, içinden geçilerek seyir terasına geçilen kafeterya tamamıyla yenilenerek, restaurantın kapasitesi 68 kişiden 100 kişiye çıkarılmıştır.

13 Mayıs 2019'da Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne devredilmesi ve Temmuz 2020'de başlayan restorasyon çalışmalarıyla Galata Kulesinin restaurant ve kafeterya işlevi sona ermiştir.

Galata Kulesi

Galata Kulesi İletişim 

Adres: Bereketzade Mahallesi Galata Kulesi 34421 Beyoğlu - İstanbul
Telefon: (212) 245 4141
ePosta: galatamevlevihanesi@kultur.gov.tr

Galata Kulesi Hikayesi

Rivayet odur ki Galata Kulesi, güzeller güzeli Kız Kulesine aşıktır. Ne yazık ki Kız Kulesinin bu aşktan haberi yoktur, Hero ve Leandros’un matemini tutmaktadır. Galata Kulesi Hezarfen Ahmet Çelebi’yle mektup bile gönderir Kız Kulesine. Ama bu mektup ona ulaşır mı, bu aşktan haberi olur mu bilinmez. Bir de, hemen karşı tepedeki Beyazıt Yangın Kulesinin, Galata Kulesinin efsane olmuş bu aşkını kıskandığı anlatılır. 

Günümüzde, özellikle gençler arasında, Galata Kulesine ilk çıkılan kişiyle evlenileceği inancı vardır. Bu efsaneye inanıp, kuleye ilk çıktığı kişiyle evlenen var mıdır, bilinmez.

Galata Kulesi

Galata Kulesi Tarihi

Günümüzden yaklaşık 1500 yıl önce, 528 yılında Bizans İmparatoru Anastasius tarafından yaptırılan Galata Kulesi, Haçlı Seferleriyle ağır tahribat görünce Cenevizliler tarafından İstanbul’un en yüksek binası olarak yeniden yapılması için tam 150 yıl beklemiştir. Aradan 100 yıl daha geçince Galata Kulesinin boyu biraz daha yükseltilmiştir.

Fatih'in İstanbul'u fethiyle Osmanlılara geçen Galata Kulesi, 1509 Büyük İstanbul Depremi ve bir çok yangınla ağır tahribat görmüş, hemen her yüzyıl tamir edilerek yenilenmiştir. 1875 yılında bir fırtınada külahı devrilen Galata Kulesi, 1960 yılında duvarlarındaki çatlaklar nedeniyle halka kapatılmış, 1964-1967 yıllarında tamir edilmiştir.

Galata Kulesi

13 Mayıs 2019'da İBB'den alınıp Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne devredilen Galata Kulesi'nde Temmuz 2020'de restorasyon çalışmaları başlamıştır. Sonradan eklenen betonarme unsurlarla birlikte restaurant ve kafeterya kaldırılarak, İstanbul'un düşman işgalinden kurtuluş günü yıl dönümünde, 6 Ekim 2020'de müze olarak yeniden açılmıştır.

Yaklaşık 100 gün süren restorasyon çalışmaları kapsamında binanın elektrik sistemi tamamen yenilenmiştir. 1000 tonluk betonun sökülmesiyle hafifletilen kulenin taş duvarları organik bir malzeme olan Horosan Sıva Harcı ile kaplanarak güçlendirilmiş, böylece bina depreme daha dayanıklı hale getirilmiştir. Kulenin alt katlarında arkeolojik eserlerin bulunduğu geçici sergi alanları ve İstanbul'un turistik yerlerini gösteren ışıklı maket eklenmiştir. Öte yandan 8.katın tavanındaki avize ve beton tavan kaldırılarak Galata Kulesi'nin külahının içerden görülebilmesi sağlanmıştır. Külahın iç cephesine İstanbul'un fethinden sonrasına ait bir resmin gravürü giydirilmiştir.

Galata Kulesi

Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde Uludağ'dan rahatlıkla görülebildiği belirtilen 15 asırlık Galata Kulesi, tarih boyunca Fener Kulesi, Galata çevresindeki surlarla bölgenin güvenliğinin sağlanması, Kasımpaşa tersanelerinde çalıştırılan forsa isimli savaş esiri Hristiyanların barınağı, rasathane, yangın gözetleme kulesi ve son olarak 1918 yılında tepesine yerleştirilen tayimbol isimli cihazla gemiler için saat kulesi görevlerini üstlenmiştir. Galata Kulesinin şüphesiz ki en önemli görevi, kendi imal ettiği tahta kanatlarıyla, Üsküdar-Doğancılar Meydanı’na kadar uçacak olan Hezarfen Ahmet Çelebi'yi, yavrusuna uçmayı öğreten kartal gibi İstanbul semalarına salmasıdır.

Galata Kulesi Şiirleri

Galata Kulesi.. Yüzlerce yıldır tepeden seyrettiği İstanbul manzarası ile sarhoş olan, yaşamı boyunca başına gelmedik dert kalmayan; yanan, şapkası uçan, eli kolu kırılan bir İstanbul aşığı, bir gazi, kıdemli ve çilekeş İstanbullu..

Bu çilekeş İstanbullu, bir çok şâiri de etkilemiştir. Attilâ İlhan'ın Yangın Gecesi bunlardan biridir. Ama en yürek burkanı, Ümit Yaşar Oğuzcan'ın oğlu Vedat'ın 15 yaşında kuleden atlayarak canına kıymasıdır. Oğuzcan acısını Galata Kulesi şiirinde dile getirmiştir.

Yangın Gecesi 

...

Bu geceyi bağırtan ben değilim

Bu geceyi bu bir yürek gibi buğulu

Bu uğultulu yangın gecesini

Rezil rezil bağırtan ben değilim

Gemiler kendileri bağırıyorlar

Galata kulesi kendiliğinden bağırıyor

Ben kendim bağırıyorum bilmeyerek

Haykırdığımın farkında olmayarak

Kirpiklerim bıyıklarım kavruluyorlar

Yangın hayallerime sokuluyor 

Attilâ İLHAN

Galata Kulesi 

6 Haziran 1973

Pırıl pırıl bir yaz günüydü

Aydınlıktı, güzeldi dünya

Bir adam düştü o gün Galata Kulesinden

Kendini bir anda bıraktı boşluğa

Ömrünün baharında

Bütün umutlarıyla birlikte

Paramparça oldu

Bir adam benim oğlumdu...

...

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Galata Kulesi

Söylemesek olmaz..

• Tarihten birkaç cümle..
• Galata Kulesinin alt kısmı Ceneviz, üst kısmı Osmanlı yapımıdır.
• Galata Kulesine Bizanslılar Büyük Burç (Megalos Pyrgos), Cenevizliler ise İsa Kulesi (Christea Turris) ismini vermişlerdir.
• Hezarfen'e selam olsun.. Hezarfen Ahmet Çelebi'den 385 yıl sonra ekstrem sporcusu Cengiz Koçak, Galata Kulesi'nin 36 metre yüksekliğinden serbest atlayış olarak bilinen base jump atlayışı yaptı. European Outdoor Film Tour (EOFT) Turkey'in etkinlikleri kapsamında yapılan atlayış 09.11.2017'de gerçekleşti. 7 aşamadan oluşan etkinliğin sonunda Hezarfen gibi Üsküdar'a geçmeyi deneyeceğini belirten Koçak, ilk aşama olan bu atlayışını Hezarfen'e selam olsun diyerek başlamış ve başarılı bir şekilde tamamlamıştır.

İstanbul Hava Durumu

İlginizi çekebilecek diğer yazılar

Kız Kulesi: Mahzun Prenses

Dolmabahçe Sarayı 

Topkapı Sarayı
Dünyanın 300 Yıl Yönetildiği Yer

Yerebatan Sarnıcı